Ermenilerin Akbez’de Toplanması ve Manastır Kuşatması

Dörtyol mücahitleri ile Payas Mücahitlerinin birleşmesi üzerine durumun iyice kötüleştiğini gören Ermeniler, Akbez’deki Ermeni Manastırında toplandılar. Hassa-Islahiye ve Halep-Dörtyol arasında önemli bir yerde büyük bir tehlike oluşmuştu. Nur dağı mücahitleri burayı kuşattılar. Bu esnada, eski Konya valilerinden Arifi Paşanın oğlu yedek subay Emin Arifi bey de Hassa’da bulunuyordu. Akbez manastırına yığınak yapmış olan Ermenilerin çevre için bir tehlike meydana getirmesini engellemek için mücahitlerin başına geçti. Çete reislerini bir araya getirerek onlarla istişarelerde bulundu.Bu şahıslar şunlar idi: Tiyekli Mehmet bey, Akbezden Fadıkların Ahmet Ağa, Ökkeş Ergüneş, Söğütten Cerid oğlu Süleyman, Mulla Ömer Hoca oğlu Mehmet Kara, Deli Mustafa Ağa, Dörtyollu Kara Hasan Paşa, Kırıkhan köylerinden baba Kürt İbrahim Ağa, Hassadan Danaboruk, Islahiyeden yedek subay Süleyman Efendi(Sakallı zabit), Kürt Nebu Ağa ve Tiyek Kaymakamı İhtiyar Ali bey.

Çarpışmalar şiddetliydi. Yaralanan Kerim’i yakalayan Ermeniler, elini kolunu keserek işkence ile öldürürler. Manastır bir kale gibi kalın ve yüksek duvarlara sahipti. Fransızlar Ermenileri desteklemek için Islahiye üzerinden iki kere Türklere saldırdılar ise de mücahitlerin karşı saldırılarına dayanamayarak çekildiler. Diğer saldırılarından da sonuç alamadılar. Bu arada kalın duvarlara karşı Maraştaki kolordudan top istendi.Bir top, birkaç mermi ile bir topçu çavuşu(Tiyekli Musa Coşkuner) gönderildi. Akbezli Teke Mehmet tek başına koca topu tepeye kadar çıkardı. Ermeniler, top ateşi ve yiyecek sıkıntısı karşısında teslim olmayı düşünmeye başlamışlardı. Atılan top mermilerinden biri pencereden manastırın içerisine düşmüştü. Her ne kadar uçaklardan çuvallarla un atılsa da taşıma suyla değirmen dönmüyordu.

Manastıra girmeye çalışan Fransızlar bu taktiklerinin işe yaramadığını görerek, değiştirdiler: Ermenileri dışarı çıkaracaklardı.Meydanı Akbez ve Tahta köprü tarafından gelen çok kalabalık Fransız askerleri taarruza başladı. Bunların topları, mitralyözleri ve beş adet uçakları vardı. Uçaklar mektup atarak aynı zamanda Ermenilerle haberleşmeyi sağlıyordu.İçerden Ermeniler, dışardan Fransızların saldırıları iki gün devam etti. Üçüncü gün yaptıkları bir huruç harekatıyla Ermeniler kaçtı.Fransızlarla birlikte Akbez meydanı ve Tahta köprü tarafına doğru çekilip gittiler. Çekilirken de çevredeki evlere ve mallara verebildikleri kadar zarar verdiler. Türklere kalmasın diye Manastırı ve Akbezden beş evi ateşe verdiler.

Manastır boşalınca Hassalılar küçük kaç-kaç yaşadılar. Dört köşe çayır çimenlikti, oğlak zamanıydı. Bir gün sonra geri döndüler(1326 doğumlu Ahmet SERT).

Akbez’e kondu bir tabur asker,
Danaboruk beylerden paşalık ister,
Aman mevlam bize bu günü göster,
Düşman önümüzden kaçamaz oldu.

Vurun Tiyekliler bomba patlıyor,
Mehmet bey de çiftçi çoban topluyor,
Danaboruğu da Mevlam saklıyor,
Havadan Tayyare uçamaz oldu.

Kimi terlik atmış kimi yemeni,
Danaboruk hiç bilmiyor amanı,
Vurun arkadaşlar bugün zamanı,
Düşman önümüzden kaçamaz oldu,
Havadan tayyare uçamaz oldu.

Ali COŞKUNER