Eskiden insanlarımız fırsat buldukça bir araya gelip sohbet ederlerdi. Mevsim şartları, İş-güç ve hava durumuna göre bazan bir meydan etrafında, bazan bir duvarın duldasında ve bazan da bir evde toplanılırdı. Havanın serin olduğu açık hava toplantılarında ortada bir ateş etrafında toplanılırdı. Kış aylarının soğuk akşamlarında ise varlıklı kişilerin Pınarası büyük haneleri tercih edilirdi. Tabii bu arada ev sahibinin misafirlerine ikram edebileceği bir şeyleri olabilmeliydi. İkram edecek şeyi olmayanlara gidilip de ev sahibini mahcup etmek nezaketten sayılmazdı.
Eskiden her evde kuru üzüm ve üzümden elde edilen kesme, samsa, kırma, bastık, sucuk ve güzden saklanmış nar bulunurdu. Nar ve kuru üzüm aşağı yukarı her evde olurdu. Üzümden üretilen diğer ürünler arasında saydıklarımızın her evde hepsi olmazdı. İncirden kuru incir, belben ve aşkarlama yapılırdı. Kuru incir dışındaki diğer incir ürünleri sofralarda tüketilip, toplantılarda misafirlere ikram edilmezdi. Bu ürünler eskisi kadar yaygın olmasa da günümüzde de yapılmaktadır. Kesmenin yapılışı:Üzüm pekmezine buğday nişastası karıştırılarak bulamac yapılır. Ateşte pişirilir. daha sonra çeşitli yayvan kaplar içerisinde güneşte kurutulur. Düzgünce kesilerek yine güneşte iyice kurutulur. Birbirlerine yapışmasını önlemek için unlanarak bez çuvallar içinde tahta ambarlarda muhafaza edilirlerdi. Bulamaca bulgur karıştırılmışsa yapılan mamule kesme değil kırma denir. Eğer bulamaç daha sıvı olarak yapılıp, bir bez parçası üzerine düzgünce sıvanmış olarak kurutulmuş ise buna bastık denir. Bastıklar 1-3 milimetre arasında değişen kalınlıklara sahiptir. Bastıklar bez parçalarından soyulurlar. Düzgünce kesilerek içine ceviz,şeker,v.s. malzeme konularak muska biçiminde katlanarak sarılmışsa buna samsa denir. Ceviz içleri bir ipe geçirilerek asılıp, güneşte kurutulur. Bunlar bulamaca daldırılıp çıkarılarak asılı vaziyette tekrar kurutulur.Bu ürüne de sucuk denir.
Toplantılarda kahramanlık hikayeleri, destanlar anlatılır ya da bir kişi ahalinin ahvalini anlatan şiir okur veya türkü söylerdi. Bu kişilerin söyledikleri yazılmaz, önemine binaen dinleyenlerin hafızasında kalırdı.Ama zamanla unutulurdu.