Turizm

TURİZM VE ZİYARET YERLERİ

Hassa, büyük bir turizm potansiyeline sahiptir. Bu bakımdan uyuyan bir devdir. Ancak bu devi uyandıracak bir babayiğit yönetici bu güne kadar Hassa’ya gelmedi/getirilmedi. Nasıl mı? Pek yakında…. Sitemizin bu bölümünün yapımı tamamlandığında…

Ali COŞKUNER

Coğrafya Araştırmacısı-Eğitim Yöneticisi

1- Hassa’da Romalıların İlk Kilisesi Ortaya çıkarıldı: Hatay’ın Hassa İlçesinde kazı çalışmaları sırasında rastlanan kilise kalıntılarının , Romalıların Hristiyanlığı resmi din olarak kabul etmelerinden sonra yapılan ilk kilise olduğu belirlendi.

Arkeolog Faruk KILIÇ başkanlığında yürütülen kazı çalışmalarının son bulması ile birlikte kilise harici ortaya çıkarılan, Hassa Kılıç Dede’deki 13×30 ve 6×85 ölçülerindeki hayvan ve bitkisel doğa figürlü mozaik kalıntıları ile Çukur Tarla bölgesinde bulunan 16×32 ebatlarındaki geometrik desenli mozaikler, koruma ve restorasyon amaçlı olarak Antakya Arkeoloji Müzesine getirildi. Konuyla ilgili olarak bilgi veren, kazı çalışmalarında da bulunan Araştırmacı Ömer ÇELİK, kalıntıların milattan sonra 4.Yüzyılın sonları ile 5. Yüzyıl başlarında yaptıklarını Akbez bölgesinde ortaya çıkarılan kilise kalıntılarının, Romalılarda Hristiyanlığın resmi din olarak kabulünden sonra yapılan ilk kilise olduğu yönünde bilgi verirken, “bunun kilisenin mimari yapısından anlayabiliriz, çünkü kilise hiç bir baskı altında kalmadan rahat bir şekilde yapılmış.” dedi. ÇELİK, müzeye getirilen mozaik kalıntılarının hava şartları ve maddi imkansızlıklar yüzünden restore edilemediklerini, fakat koruma altına aldıklarını kaydetti. Mozaiklerin, sergilenebileceğini söyleyen ÇELİK, ayrıca, kazı çalışmaları sırasında kiliseye ait sekiz sütunun ortaya çıkarıldığını da sözlerine ekledi.

Zaman Gazetesi. 26.11.2002

2-Kayıp Şehir : Türkiye’nin Pompeii’si mi : Tahminimizce Karasu kenarındaki Roma şehri, nehrin tabanından çıkan lavlarla kaplanmıştır. Bu olaydan sonra Karasu yatağını doğuya kaydırmış, Leçenin batısında ise Hopur çayı oluşmuştur. Gülpınar’ın Küçükger mahallesindeki Mozaiklerin bulunduğu yerdeki evin sahibiyle görüşemedik. Burada işlenerek duvar taşı haline getirilmiş 2. ve 3. jeolojik zamana ait volkanik taşlar gördük. Bunlardan birincisi yeşil renkli ve içerisinde sığ denizlerde yaşayan canlılara ait kabuklar bulunuyordu. Diğeri ise sünger gibi delikli siyah renkli taşlardı.İçlerinde denizel canlı bulunmamaktadır. Bu taşlar Hassa Leçesini oluşturan son lavlara göre daha sağlam, daha az fakat büyük gözeneklidir. Daha fazla gözeneği bulunan Leçe taşlarından işlenmiş olanını göremedik. Bu durum Yukarıdaki tahminlerimizi güçlendirmektedir. Ancak kesin olarak ispat etmeye yetmemektedir.

Bulunan mozaik eserlerinin sapasağlam olması dikkatimizi çekmiştir. Bu durumun sebebi şu olsa gerekir: Buradaki yerleşme aniden yok olmuştur. Eğer normal şartlar altında burası terkedilmiş olsaydı bu mozaik eserlerinin yıpranmış olması, ya da Antakya’daki müzedekiler gibi eksik olmaları gerekirdi.

Korelasyon çalışmalarımız yarım kalmıştır.

Yukarıda belirtilen konuların araştırılması temel dileğimizdir. Bu yapılarak Hassa’nın turizmdeki gerçek yerini alacağı kanaatindeyiz.

3-Yedigöller Milli Parkından Daha Üstün Özelliklere Sahip Çardak Yaylası: Yakında..

4-Tabiat Harikası Hassa Leçesi: Hassa’nın yüzey şekilleri jeomorfolojik açıdan 3’e ayrılır: 1-Nur Dağları, 2-Hassa Ovası ve 3-Hassa Leçesi. Ova ve dağlık alanlar yıllardan beri insanların dikkatini çekmiş, Leçe ise sadece bir taş yığını olarak görülmüş; Ona hiçbir zaman başka şekilde yaklaşılmamıştır. Biz, bu gezimizle buraya dikkat çekmeye çalıştık. Bu yazımızla Leçe’nin gizemini gözler önüne sergilemeyi amaçladık. Göze çarpan belli başlı yer şekilleri :

Yarımay Tepe: Hassa Leçesinin en son püskürme mahreci..Bu konik şeklin üzerindeki krater, son patlama ile havaya uçmuş ve geride bir kaldera oluşmuştur. Bakiye lavlar volkan bacasını tıkamış bulunmaktadır.

Büyük Ger tepesinden bakıldığında lavların Yarımay tepeden çıkarak bir sel gibi aktığı gayet net olarak görülmektedir. Tabakalanmaya dikkat ettiğimizde lav akıntısının aralıklarla en az 5 kez tekrarlandığını fark ettik. Bu lav kütlesinin üzerinde gaz boşalması sonucu oluşan çukurluklar bulunmaktadır. Üzerindeki bitki örtüsü tahrip edilerek, iyice azalmıştır. Büyük alanlarda tek tük çalılar görülmektedir.Tahribattan ders almış bazı vatandaşların koruma altına aldığı yerlerde zeytinlikler gelişmiştir. Korunacak yerlerde bunun devam edeceğini söylemek müneccimlik sayılmamalı.

Büyük Ger (Köroğlunun Geri) : 639 metre rakımı olan bu tepeyi oluşturan kütle 2. jeolojik zamanda deniz altı volkanizması sonucu oluşmuştur. Çevresi çok eğimli sırtlardan meydana gelmektedir. Tepesinde 3.jeolojik zamanda oluşmuş ve insanlarca işlenmiş olduğu gözlemlenen bazalt taşlar vardır. Bu taşların Leçe’den buraya taşınmış olduğu belli. Tepesinin defineciler tarafından kazılmış olduğunu gördük.

Küçük Ger ve diğerleri: Küçük ger ve diğer yükseltilerde inceleme yapamadık. Ancak onların da 2. jeolojik zamanda deniz altındaki kırık hattından çıkan lavlardan meydana gelen yeşil kayaçlardan oluştuğu kuvvetle muhtemeldir.

5-Dinî Ziyaret Yerleri: Yakında

6-Esrarengiz Çukur : Hassa Şehir Mezarlığına 50 metre mesafede kuzey tarafındadır. Derinliği yaklaşık olarak 5-10 metredir. Büyüklerimiz bu çukurun yıldırım düşmesi sonucu oluştuğunu söylemekteler. Huni biçiminde derinleşmektedir. Ağız çapı 10 m. kadar olup tabana yaklaşıldığında 1 metreye kadar daralarak devam ettiğini gördüm. Birinci gördüğümde tabanı suyla kaplıydı. İkinci gördüğümde tabanı ıslaktı. En son olarak 2004 yazında gördüğümde çukurun üzerini böğürtlenler kapatmıştı. Çukura ait 14 Kasım 2005 tarihli resimleri Hassa’dan görüntüler sayfasında bulabilirsiniz. Galeriye gitmek için tıklayın.

Burasının bir meteor çukuru olması ihtimali çok yüksektir.

Ali COŞKUNER